Lightmare eskiden kabuslar boyutunda yaşardı. Canavarların bilinçaltına girer ve rüyalarını korku dolu bir kaosa dönüştürürdü. Ortaya çıkan bu korku ve stres, onun yaşama tutunmasını sağlardı. Bir gün, bir bebek canavarın rüyasına girdi ve onun bilinçaltında korktuğu bir şeyleri arayıp durdu. Hiçbir şey bulamadı. Hatta bu canavar onu rüyalarında görmekten mutlu bile oluyordu.
Lightmare bütün klasik numaralarını yaptı: türlü iğrençlikler, alevler, böcekler... hiçbiri işe yaramadı. Ona neden hiç korkmadığını sordu. Küçük canavar annesinin ve babasının öldüğünü söyledi ve anlatmaya başladı... Ona miras olarak bıraktıkları tek şey bir düş kapanıymış. Her gece uykuya daldığında annesiyle babasının onun için yaptığı güvenli bölgeye adım atarmış. Orada başına en ufak bir kötülük bile gelmezmiş. Bu küçük canavarın rüyasını bir kabusa dönüştürerek oradan ayrılamadığı için tam bir tutsak gibi kalmak Lightmare için büyük bir sorun olmuştu!
"Buradan nasıl çıkabileceğini biliyorum ama girmeni de istemiyorum! Çünkü eskisi gibi yalnız kalmak istemiyorum. Her zaman yalnızım." dedi ağlayarak.
Lightmare'in içine derin bir hüzün çöktü. Birdenbire artık kabuslarla ilgilenmediğini fark etti. Artık tek istediği The Dreamer'ı güvende tutmak ve ona ihtiyacı olan mutlulukları tattırmaktı.
"Artık yalnız olmana gerek yok, benimle gel." dedi Lightmare. "Benim geldiğim yerde senin gibi bir sürü bebek canavar var. Bir daha asla yalnız kalmazsın ve canın da hiç sıkılmaz. Hem ben seni her zaman korurum."
Onu ikna etti ve The Dreamer en sonunda en değerli eşyasını, düş kapanını yerinden çekip aldı. "Yıldız Tozu ile kaplı." diye anlatmaya başladı. "Eğer bunu birlikte tutup gözlerimizi kapatır ve mutlu bir anımızı düşünürsek, Kozmik gücü sayesinde uyanık olanların dünyasına gidebiliriz."
Lightmare, aynı söylenen şekilde düş kapanını tuttu ve gözlerini kapattı. Ne yazık ki aklına getireceği çok fazla mutlu anısı yoktu, bu yüzden The Dreamer'a mutlu bir gelecek sağlama arzusuna konsantre oldu ve bu işe yaradı.
Birlikte ışınlandılar ve gözlerini açtıklarında artık ikisi için de yeni bir hayat başlamıştı. Aradan zaman geçti ve Lightmare, The Dreamer'ı koruma sözünü kusursuz bir şekilde tuttu. Bunun karşılığında, The Dreamer da onu, artık başka canavarların korkularına ihtiyacı olmayan çok daha iyi bir canavara dönüştürdü.
The Dreamer, Kaçma ve Pozitif Yetenek Korumasına sahip bir Sihir Destek canavarıdır. Bunu her müttefikine uygulayabilir! Ayrıca tüm müttefiklerinden Negatif Etkileri kaldırabiliyor ve onlara Işık Koruması uygulayabiliyor. Dahası var. Seçtiği bir müttefikine Çift Hasar, Hasar Takviyesi ve Bebekliğe Dönüş uygulayabilir. The Dreamer tüm müttefiklere Pozitif Etkiler Koruması uygulayabilir. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de evrimleşen bir durumu vardır: rütbe 0'da Ele Geçirme Bağışıklığına sahiptir, rüte 1'de bu Soğutma Aktivasyonları Bağışıklığın dönüşür ve rütbe 3'te bir Durum Atıcıya dönüşerek Alan Kabusları Bağışıklığı kazanır.
Lightmare bütün klasik numaralarını yaptı: türlü iğrençlikler, alevler, böcekler... hiçbiri işe yaramadı. Ona neden hiç korkmadığını sordu. Küçük canavar annesinin ve babasının öldüğünü söyledi ve anlatmaya başladı... Ona miras olarak bıraktıkları tek şey bir düş kapanıymış. Her gece uykuya daldığında annesiyle babasının onun için yaptığı güvenli bölgeye adım atarmış. Orada başına en ufak bir kötülük bile gelmezmiş. Bu küçük canavarın rüyasını bir kabusa dönüştürerek oradan ayrılamadığı için tam bir tutsak gibi kalmak Lightmare için büyük bir sorun olmuştu!
"Buradan nasıl çıkabileceğini biliyorum ama girmeni de istemiyorum! Çünkü eskisi gibi yalnız kalmak istemiyorum. Her zaman yalnızım." dedi ağlayarak.
Lightmare'in içine derin bir hüzün çöktü. Birdenbire artık kabuslarla ilgilenmediğini fark etti. Artık tek istediği The Dreamer'ı güvende tutmak ve ona ihtiyacı olan mutlulukları tattırmaktı.
"Artık yalnız olmana gerek yok, benimle gel." dedi Lightmare. "Benim geldiğim yerde senin gibi bir sürü bebek canavar var. Bir daha asla yalnız kalmazsın ve canın da hiç sıkılmaz. Hem ben seni her zaman korurum."
Onu ikna etti ve The Dreamer en sonunda en değerli eşyasını, düş kapanını yerinden çekip aldı. "Yıldız Tozu ile kaplı." diye anlatmaya başladı. "Eğer bunu birlikte tutup gözlerimizi kapatır ve mutlu bir anımızı düşünürsek, Kozmik gücü sayesinde uyanık olanların dünyasına gidebiliriz."
Lightmare, aynı söylenen şekilde düş kapanını tuttu ve gözlerini kapattı. Ne yazık ki aklına getireceği çok fazla mutlu anısı yoktu, bu yüzden The Dreamer'a mutlu bir gelecek sağlama arzusuna konsantre oldu ve bu işe yaradı.
Birlikte ışınlandılar ve gözlerini açtıklarında artık ikisi için de yeni bir hayat başlamıştı. Aradan zaman geçti ve Lightmare, The Dreamer'ı koruma sözünü kusursuz bir şekilde tuttu. Bunun karşılığında, The Dreamer da onu, artık başka canavarların korkularına ihtiyacı olmayan çok daha iyi bir canavara dönüştürdü.
The Dreamer, Kaçma ve Pozitif Yetenek Korumasına sahip bir Sihir Destek canavarıdır. Bunu her müttefikine uygulayabilir! Ayrıca tüm müttefiklerinden Negatif Etkileri kaldırabiliyor ve onlara Işık Koruması uygulayabiliyor. Dahası var. Seçtiği bir müttefikine Çift Hasar, Hasar Takviyesi ve Bebekliğe Dönüş uygulayabilir. The Dreamer tüm müttefiklere Pozitif Etkiler Koruması uygulayabilir. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de evrimleşen bir durumu vardır: rütbe 0'da Ele Geçirme Bağışıklığına sahiptir, rüte 1'de bu Soğutma Aktivasyonları Bağışıklığın dönüşür ve rütbe 3'te bir Durum Atıcıya dönüşerek Alan Kabusları Bağışıklığı kazanır.